DOĞAL KAYNAKLAR, YENİLENEBİLİR ENERJİ, VERİMLİLİK VE DİJİTALLEŞME

27 Şubat 2019/ Antalya

Türkiye Enerji Zirvesi

DOĞAL KAYNAKLAR, YENİLENEBİLİR ENERJİ, VERİMLİLİK VE DİJİTALLEŞME

2018 yılında Türkiye’de, güneş enerjisinde 5 GW sınırı geçilmiştir. Bu başarının yakalanmasında Kamu Destekleri, yatırımcıların ve sizlerin sektöre güveni ile özverili çalışmalarının büyük rol oynadığını vurgulayarak sözlerime başlamak istiyorum.
Biz yatırımcılar için 3 soyut kelimenin önemi büyüktür.

  1. ÖNGÖRÜLEBİLİRLİK
  2. SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
  3. TUTARLILIK

Piyasanın liberalleşmesi esnasında atılan adımların birbiri ile daha uyumlu olması beklenmektedir. 
Türkiye’nin öncelikleri, bunlara dair uzun vadeli strateji ve politikalar belirlenmelidir. Politikalar doğrultusunda oluşturulacak periyodun önceden ilan edilmesi planlanan perioda kararlı bir şekilde uyularak devam edilmesi önemlidir.
Farklı ölçeklerdeki proje ve aktörlerin enerji sektöründeki varlığının sürdürülebilirliği sektörün sağlıklı gelişimi için garanti oluşturacaktır.

Bu 3 başlıkla ilgili olarak tespitlerimiz;

  1. YEKA ve lisans ihaleleri önceden açıklanacak periyodik bir takvime göre sürdürülmelidir. Yeni kapasitelerin açılması ve sürekliliğin sağlanması ile yatırımcıların sektöre olan inancı kuvvetlenecektir. Finansal konjonktür gereklilikleri, yapılan ihalelerden alınan deneyimlerle birleştirilerek yenilenebilir enerji kapasite ihale sistematiğinin gözden geçirilmesi önerilmektedir. İhalelerde finansal yeterlilik, deneyim gibi kıstaslar önemli olduğunu düşünüyoruz,
  2. 2020 sonrası için destek alım modeli kaldırılmamalıdır. Sektörün gelişerek finansman bulabilmesi için alım garantileri ister YEKDEM mekanizması altında olsun ister başka bir ad altında kurulacak olan alım garantisi mekanizması ile mutlaka devam ettirilmesi gerekir.
  3. İhale edilen kapasite büyüdükçe yarattığı finansman güçlüğü göz önüne alındığında YEKA ihalelerinde küçük kapasitelerle de ihaleye çıkılması önerilmektedir. Bu durum farklı ölçeklerdeki proje ve aktörlerin enerji sektöründeki varlığının devamını sağlayarak yatırımların tabana yayılmasını sağlayacaktır. Unutulmamalıdır ki bir sektörde taban ne kadar sağlam olursa o sektörün temelleri o kadar sağlam olur.
  4. Yatırımların hayata geçmesi iki şartın varlığı ile olur. Bunlar kapasite ve finansmandır. Bu nedenle kapasite ilan edilirken finansman bulma koşullarının da sağlanması en azından zorlaştırılmaması gerekir.

Buna bir örnek vererek sözlerimi tamamlamak istiyorum.

Şu anda Meclis Genel Kurulundan geçmiş olan Yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretimi için kapasite artışlarına ilişkin bir madde geçti.
“Yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim lisansları için bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihten sonra 14/3/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 7 nci maddesi kapsamında yapılacak kapasite artışı lisans tadili EPDK tarafından uygun görülenler söz konusu kapasite artışı için YEK Destekleme Mekanizmasından yararlanamaz. Uygulamaya ilişkin usul ve esaslar EPDK tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.”
Uzun zamandır beklediğimiz ve istediğimiz bir madde idi. Metni görünce hayal kırıklığına uğramadım değil ama yine de bankacı olan arkadaşıma metni gösterdiğimde bunlar için proje finansmanı yapılmasının imkanı olmadığını teyit etti ve gerekçe olarak “YEK Destekleme Mekanizmasından” yararlanamadıklarını söyledi.

Son derece ironik.

Buna benzer bir durum kalkınma ve ihracat kredilerinde de geçerlidir. Özellikle büyük projelerin daha ucuz finansman bulabilmesi ancak kalkınma ve ihracat kredileri ile mümkün olmaktadır. Ne var ki, bu krediler yerli ekipman kullanımını kapsamamaktadır. Bu nedenle yerli katkı için zorunlu oran belirleme yaklaşımı yerine ilave prim ödemesi ile destekleme yapılması tüm sektör paydaşlarının yüzünü güldürecektir.

Beni dinlediğiniz için teşekkürler

Cem ÖZKÖK